{ "title": "Sistit Çeşitleri", "image": "https://www.sistit.gen.tr/images/sistit-cesitleri.jpg", "date": "23.01.2024 03:43:17", "author": "Arif Temel", "article": [ { "article": "
Sistit Çeşitleri; tanım olarakidrar kesesinin (Mesane) iltihaplanması olayına sistit denir. Bakteriyel bir enfeksiyon oluşumudur ve bu oluşuma idrar yolu enfeksiyonu denilir. İdrar yollarında en fazla görülen hastalıktır. Tedavisi zamanda olmazsa, enfeksiyon yayılır ve böbrekleri de etkileyerek kalıcı hasarlara sebep olabilir. Hemen hemen her yaşta görülen Sistit, ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Sistit hastalarında sıklıkla idrara çıkma (Pollaküri), idrar yapılırken yanma (Dizüri), sızı (Strangüri), geceleri idrara kalkma (Noktüri), acil idrar yapma isteği (Urgency) belirtilerindendir. Azınlıkla idrar yaptıktan sonra oluşan sızı ve sonrasında birkaç damla kan görülebilir. Kanlı idrar da olabilir. Genel olarak şikâyetler, idrarın bulanık ve kötü kokmasıdır. Bununla birlikte, çoğu hastanın ağrılı cinsel ilişki şikâyeti olur. Karın bölgesinde hassasiyet ve hatta yaşa bağlı olarak, küçük yaşlarda karın ağrısı, bulantı ve kusma olabilir. Sistitin bu belirtileri genelde oluşan belirtilerdir ve hastanın şikâyetlerinden Sistit tanısı konulabilir.

Sistit Çeşitleri ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

Genellikle antibiyotik ile tedavi edilir. Çok sık tekrarlayan ya da Kronik sistitlerde, tedavi başlamadan idrar kültürü ve antibiyogram için temiz ortamda idrar alınır. Kültür sonunda üreyen bakteri ve etkili olacak antibiyotik tespit edilir. Bu süre zarfında tedavi için yine antibiyotik kullanılır. Kültür sonucuna göre kullanılmakta olan antibiyotik etkisiz ise daha etkili antibiyotik ile değiştirilmektedir.

Kronik Sistit, iki kısma ayrılır;
Interstisyel Sistit; sebebi tam olarak bilinmeyen, kesin bir tedavisi bulunmayan, antibiyotik tedavisinin de çaresiz kaldığı bu rahatsızlıkta, genellikle idrar analizlerinde bir bozukluk görülmez. İdrar yollarının, non bakteriyel (Mikrobik olmayan) hastalığıdır. Rutin olarak yapılacak olan tetkikler genelde tanıya götürmez. Sistoskopi ve biyopsi alınması, kesin olmasa da faydalı olacak yöntemlerdir. Tedavisi kişiye özel olup, tek bir tedavi yöntemi yoktur.

Radyasyon sistiti; Radyoterapi (Işın tedavisi) esnasında, radyasyonun etkisiyle oluşabilir ya da tedaviden sonraki senelerde de görülebilir. Radyasyon etkisi ile oluşan damar harabiyetine bağlı olarak doku bütünlüğü bozulur ve mesanenin iç tabakasındaki mukoza dökülür. Kesin tanısı sistoskopi ile konulur. Sadece şikâyetleri giderme yönünde tedavi uygulanır.

Kimyasal sistit; en belirgin olarak, kemoterapi tedavisinde kullanılan maddelerden dolayı gelişen Sistittir. En önemli belirtisi kanamadır. Semptomatik tedavi uygulanır ve etkili olan ajan kullanımı durdurulur.
" } ] }